Romanesk Mimarisi ve Genel Özellikleri
Romanesk Sanatı, İngiltere’nin Norman’lar tarafından işgal edilmesi ile ortaya çıkan mimari üsluptur. Avrupa’da “Roman”, İngiltere’de ise Norman üslubu olarak da bilinmektedir. Bu sanat akımı ilk zamanlarda Bizans ve Roma etkisinde kalmıştır. Daha sonraları kendine özgü bir üslup geliştirmiştir.
Romanesk Mimarisi Genel Özellikleri
- Kilise binaları, toplumsal hayatın gerekliliklerine göre yapılmıştır.
- Kiliseler halk tarafından yapılırdı ve toplumun ortak malı olarak kabul edilirdi.
- Romanesk mimarisinin gelişimi, plan, strüktürel ve teyzinat olarak gelişmiştir.
- Bazilika planı, tip olarak Roma Bazilikasına benzese de aralarındaki en büyük fark sağlı ve sollu bulunan Transept’lerdir. Transept eklenerek hacvari bir görüntü oluşturulmuştur.
- Bazilikalara uzun kuleler eklenerek yüksek bir görünüm elde edilmiştir.
- Roma mimarisinden; Uzun bazilika, çapraz tonoz ve yuvarlak kemer elamanlarını almıştır.
- Romanesk üsluplu kiliseler genelde bazilika plan tiplidir.
- Merkezi planlı kiliselerde yapılmıştır.
İlgili Konular:
- Tarihi Yapılarda Görülen Hasar Türleri
- İstanbul’un Tarihi Yerleri
- Klasik Osmanlı Mimarisi ve Genel Özellikleri
Romanesk Mimarisinin Karakteristik Özellikleri
- Yuvarlak kemer
- Çan kuleleri
- Kemer sıraları ile süslenmiş cephe
- Masif kalın duvar
- Transeptli bazilika plan tipi
En anıtsal örneklerini Almanya, Fransa ve İngiltere’de görürüz. Fransa’da bulunan Notre-Dame la Grande Kilisesi’nin cephesindeki kabartmalar cepheyi süslemekle kalmayıp aynı zamanda yapıya bir canlılık getirmiştir. Ayrıca bu kilise ” salon kilise” plan tipinin en güzel örneğidir.
Notre-Dame la Grande Kilisesi
Romanesk Eserleri ve Özellikleri
Romanesk mimarisinin en güzel örnekleri; Belçika’da bulunan Tournai Katedrali, Fransa’da bulunan Murbach Benediktin Kilisesi ve Saint Trophime Kilisesi, Notre-Dame la Grande Kilisesi ( Fransa )
Tournai Katedrali
Belçika’da bulunan Roma katolik kilisesi. 12. yüzyılın ilk yarısında inşa edilmiştir. 5 kuleyle süslenmiş olan transept’in boyutları yapıya ayrı bir güzellik vermiştir. Bu yapı Gotik mimarisine bir geçiş olarak da gösterilmektedir. 13. yüzyılda tekrardan yapılan katedral saf Gotik tarzda yapılmıştır. 2000 yılında UNESCO tarafından dünya miras listesine alınmıştır.