Geç Hitit Dönemi
Bu makalede Geç Hitit döneminin sosyal yapısını,dini inanışını, sanatını ele alırken, bir çoğumuzun sıklıkla duyduğu ostostad ve Hiyeroglif konularına da değineceğiz.
Geç Hitit Beyliği
MÖ 1200 yılında batıdan gelen Ege Göçlerinin saldırıları sonucu Hitit uygarlığına ait bütün şehirler yakılıp yıkılmıştır. Saldırılardan kaçan insanlar Güney ve Güneydoğu Torosların dağlık yamaçlarında Hititlerin tarihteki son beyliğini kurmuşlardır.Bu beylik bugünkü Kargam, Zincirli, Malatya – Aslantepe, Sakçagözü, Karatepe ve Tell Tayinat bölgelerinde hüküm sürmüştür. Burada tekrardan bir araya gelseler de Hititleri eski görkemli günlerine bir daha asla ulaştıramamışlardır. Asurluların sürekli olarak saldırmalarından dolayı Hitit geleneğini sadece 500 yıl sürdürebilmişlerdir.Doğu Anadolu’da Urartu, Kuzey Mezopatamya’da Asur ve İç Anadolunun batısında ki Phryg (Frigya) devletleri arasında yaşamlarını sürdürmüşlerdir.
Geç Hititlerin Sosyal Yapısı
Hititlerde toplum kesin çizgilerle ayrılmıştır. Yani toplum yapısı hiyerarşik bir düzen içerisindedir. Üst ve orta sınıflar şehir merkezinde yaşarken, sıradan halk şehir merkezinden uzak köylerde yaşamaktadır. Halk, Kralın ödül olarak verdiği topraklarda tarım ve hayvancılık yapıyordu. Ayrıca şehirlerin yiyecek ihtiyacını buralardan toplanan ürünlerle sağlanmaktaydı. Hitit yasaları incelendiğinde 200 den fazla yasanın tarım ve hayvancılıkla ilgili olduğu görülmekte. Sadece bu kısma bakarak bile Hititlerin tarım ve hayvancılığa verdiği önemi görebiliriz. Savaş zamanlarında Kral istediği taktirde sıradan halktan da asker alımı yapabiliyordu…
Geç Hititlerde Dini İnanış
Dinin merkezinde Kral vardı, ülkenin baş rahibi olduğu için halkla Tanrılar arasında köprü görevi görmekteydiler. Hititler doğadaki bir çok olguyu belli bir tanrının taktiri olarak algılamaktaydı. Buda çok tanrılı bir dine sahip olmalarına neden olmuştur. Hititler 1000 tanrılı halk olarak bilinir. Çevrelerinde olan her şey onlar için kutsaldır.Çünkü doğanın her bir parçası bir tanrının sorumluluğundaydı. Güneş Tanrıçası ve Fırtına Tanrısından oluşan kutsal çift savaştan tarıma kadar her şeyi kontrol etmekteydi. Diğer toplumlardaki Tanrı anlayışından farklı olarak Hititlerde Tanrılar hile yapabilir, gülebilir veya sevişebilirdi. Ancak ölümsüzdürler. Tanrılar insanların sunularına ve bağlılıklarına muhtaçken, insanların refahı ve mutlulukları da Tanrıların elindeydi. Bizde olduğu gibi bunlarda da öteki dünya inancı vardır. Bizden farklı olarak onlarda öteki dünya karanlık ve soğuk olarak betimlenmiştir. İnsanlar sadece çamur yer ve pis su içer.
Geç Hitit Sanatı
Bulunduğu konumdan kaynaklı olarak şehirlerin etrafı surlarla çevrilidir. İdari ve dinsel yapılar şehirin göbeğinde citadel (kale) ile korunan ana bölüme yapılırdı. Bu yapılar şehrin tabanından biraz daha yüksekte yapılmaktaydı. Geç Hititlerin şehir planlaması hakkında daha iyi fikir sahibi olmanız için Malatya’da bulunan Aslantepe hakkındaki makaleyi okumanızı tavsiye ederim.
Şehirler belirli bir mimari düzen içerisinde planlanmıştır. Kentler, saraylar, caddeler, anıtsal merdivenler ve meydanları ile birlikte bir bütün olarak planlanmıştır. Saraylar bir avlu çevresine yerleştirilmiş birbirlerini bütünleyen yapılardan oluşmuştur. Hilani adı verilen girişi sütunlu ve dikdörtgen planlı bu yapılar dönemin özgün bir mimarlık örneğidir. Geç Hititlerin en önemli özelliklerinden birisi mimari ile yontuculuğun birlikte kullanılmasıdır.
Sur duvarlarındaki kapılar ve saray cephesindeki kaplamalar taş bloklarla yani ostostadlar ile kaplanmıştır. Bu yöntemle hem doğa şartlarından korunma, hem de süsleme amaçlanmıştır. Hitit imparatorluk döneminin eserleri olan Alacahöyük kabartmalı kapı ortostatları, bu tür yapıtların güzel bir örneğidir.
Ostostad: Kerpiç yapı tekniğinde su basman seviyesi üzerine yerleştirilen büyük taş bloklar. Kerpiç duvarların temelinin sağlam olmasını sağladıkları gibi,aynı zamanda üzerine kabartma resimler yapılarak süsleme unsuru olarak da kullanılmışlardır.
Geç Hitit şehir krallıkları kültürünün ortak bir karakteri de Hitit hiyeroglif yazısıdır. Artık Hitit çivi yazısının kullanılmadığı bu dönem kabartmalarında Hitit hiyerogliflerinin yer aldığı görülmektedir. Kargamış kabartmalarının yanı sıra Andaval kabartmasında, Sultanhanı -Kayseri ve Köylütolu stellerinde de bunu görmek mümkündür.
Hiyeroglif:Antik döneme ait bir yazı sistemidir. Birçok türü olan hiyerogliflerin en bilinen türü Mısır hiyeroglifleridir. Ayrıca Luvi hiyeroglifleri ve Urartu hiyeroglifleri de bu yazı sisteminin Mezopotamya’da kullanılan diğer örneklerindendir.
İvriz Kaya Kabartması
Konya’nın Ereğli ilçesine 12 km uzaklıkta su kaynağının kayalık yüzeyine oyulmuş 4.20 m boyundaki büyük kabartma, Aramlaşmış Hitit sanatının en güzel örneklerinden biridir. Tanrı figürünün yüzü önündeki hiyerogliflerden, MÖ 742-727 yılları arasında Kral Varpalavas tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir.
Bu yapıda Kral Varpalavas ile, Fırtına Tanrısı Tarhundas tasvir edilmiş. Hiyeroglifde Tarhundas, krala oranla daha büyük ölçüde ve elinde üzüm salkımı ve buğday başaklarını tutmuş şekilde betimlenmiştir. Burdanda anlaşılacağı üzere Tarhundas bolluk ve bereket tanrısı olarak kabul edilmektedir. Yapıtı detaylı olarak ele alırsak; Fırtına tanrısının kol ve bacak adeleleri vurgulanarak güçlü bir insan profili çizilmiştir.Üzerinde dizlerini açıkta bırakan kısa kollu bir giysi, belinde madeni bir kemer, ayakkabı uçları sivri,üç sıralı boynuzla bezeli başlığı, saç ve sakal detaylı olarak çizilmiştir. Kral ise geometrik motifli ve püsküllü eteği olan uzun bir giysi, ucu saçaklı manto ve başlığı boncuklarla süslenmiştir. Yapı üzerinde Asur ve Phryg mimarisinin etkisi çokça görülmektedir. Kral Varpalavas ile, Fırtına Tanrısı Tarhundas arasındaki hiyeroglifte ; “Ben hakim ve kahraman Tuvana Kralı Varpalavas; sarayda bir prens iken bu asmaları diktim Tarhundas onlara bereket ve bolluk versin ” yazılıdır.
Bu makalede Geç Hitit Dönemini bir kaç farklı pencereden ele almaya çalıştım. Yazıyı okuduğunuz için teşekkür ederim. Sizlerde Görüş ve Önerilerinizi ” YORUM ” bölümünden bizlerle paylaşabilirsiniz.